Kültür Sanat

Çatışma Öğeleri ve Sanat

Çatışma, farklı düşünce biçimlerine, duygu şekillerine, istek ve arzulara ve özelliklere sahip olmaktan veya hayat yaşamından dolayı yaşanan uyuşmazlıklar/anlaşmazlıklar, zıtlık/karşıtlık ve gerilim durumlarıdır. Başka bir ifade ile çatışma, kendine özgü bir alışveriş durumunda, ana karakter unsurlarının karakterleri ile yüzleşmesini sağlayan, aynı olay çerçevesinde farklı yorumlama, duyguların, düşüncelerin, arzu ve isteklerinin gerekçesini açıklama ve benzer durumlarda aynı şartlar çelişki durumudur. Kısacası iyi ile kötü, sevgi ile nefret, hakikat ile yalanlar arasında ki bir mücadele şeklidir. Kısa bir hikâye, destanlaşmış bir destan, dönüm noktası olmuş bir roman veya dramatik bir tablo. Sadece çatışmanın var olması, eserin ideolojik yönünü saptayabilir, bir şaheser oluşturabilir ya da eserdeki şahıslar arasında ki iletişimi düzenleyebilir. Çatışma da en az iki kişi bulunmaktadır ya da iki unsur. Bu iki taraf mutlaka kişi ya da unsur olmak zorunda değildir. Tek bir olağan şey kendi içinde de çatışmaya girebilir. Dolayısıyla çatışma “insanın insanla, insanın toplumla, insanın tabiatla, insanın kendi kendisiyle olan mücadelesi” şeklinde tanımlanabilir.

Çatışma ögelerinin sanat eserine katkısını aşk, ideoloji, felsefi, sosyal, sembolik, psikolojik, dini ve psikoloji olarak işleyebiliriz. Bunlar elbette tam değil sadece ana kategorileridir ve bunlar çatışma türlerinden her birini veya birkaçını yansıtan kendine özgü sembolleşmiş eserleri vardır. Çatışma ögeleri sayesinde bir eseri işlerken demagojiye girmeden, aşk tipine bağlayabilir. Çatışma ögeleri ile, sevgiye ihtiyaç duyan insanlar arası ilişkiler canlı, trajik veya umutsuzca gösterilebilir. Bu duruma en güzel örnek Shakespeare’in kaleme aldığı şiiri “Romeo ve Juliet” verilebilir. Bu eserde demagojiye girilmemiş bu aşk tipine bağlanmıştır. Psikoloji alanında “Don Juan” Byron’u gösterebiliriz. Kahramanın imgesi çok çelişkili durumdadır ve bireyin içinde ki yüzleşmesini canlı bir şekilde gözler önüne serer. Ustalıkla çizilmiş, gösterilmiş karakterler sevgi, sosyal ve ideolojik çatışmalar için bir numaradır. Biri diğerinin önceliğini ifade den ve bunun tam tersi olan fikir çatışması, okuyucu kitlesini hikâye akışına ve çatışmasına okuyucu çeken bir eser yaratmıştır. Bazı çatışmalar bir arada bulunmaktadır. L. Tolstoy “Savaş ve Barış” eseri iki çatışmayı bir arada toplamıştır. Ayrıyeten F. Idtoevsky da “Taras Kardeşov” eserinde çatışmaları bir arada kullanmıştır. Ayrıca “Savaş ve Barış” aynı durumda görüntü durumlarının yüzleşmesi ve onların belirli olmaması ile zengindir. I. Turgenev’in kaleme aldığı “Babalar ve Oğullar” romanı, kuşakların bir çatışması olan ve ideolojinin bir yansıması olabilecek niteliğe sahip olduğu düşünülmektedir. İki karakter arasında olan mevcut aşk çatışması, uzlaşma mücadelesinin arkasında kalacaktır. Okuyucu onlardan acı çeker, birbirini sarmalar ve haklı çıkarır, diğerini ise inançları yüzünden mahkûm eder ve yukarıdan bakar. Fakat bu karakterlerin hayranları arasında hem hakimleri hem de hayranları bulunmaktadır. İki farklı tarafı temsil edenlerin fikir savaşı, daha az açık bir şekilde aktarılmıştır. Çatışma ögeleri sanat eserlerime etkisi tartışılmaz şekilde büyüktür bu durumu yukarıda verdiğimiz örnekler açıklar niteliktedir.

Eserlerde ki çatışmalar çelişiklik göstermektedir. Mesela Shakespeare eserlerinde demagojiye girmeden aşkı yansıtmış, birbirini seven iki taraf canlı, trajik ve umutsuzca anlatılmıştır. Çatışmalar bir arada kullanılarak iki taraf arasında fikir ayrılığına götürülmüş ve görüntüler yüzleştirilmiştir.

Bu yazı için yorumlar kapalı.